PRP Tedavisi
Teknolojinin gelişimiyle birlikte tıp alanında birçok yenilik yaşandı. Gerek tedavi yöntemleri gerekse de tanı yöntemlerinde yaşanan bu yenilikler, hastalıkların teşhisinde ve tedavisinde büyük rol oynar oldular. PRP tedavisi de son 20 yıl içerisinde geliştirilmiş, modern tedavi yöntemlerinden biridir. Platelet Rich Plasma isminin baş harflerinden meydana gelen PRP, hastadan alınan kanın çeşitli yöntemlerle zenginleştirilmesi, kanın içindeki platelet hücrelerinin yoğunlaştırılması ile mümkün hale gelir. Laboratuvar ortamında platelet açısından zenginleştirilen kan, hastanın hasarlı dokularına enjekte edilir. Böylelikle birçok doku hasarı normalden daha hızlı ve dengeli bir şekilde iyileşebilir. PRP tedavisi İstanbul, birçok kullanım alanı bulunan bir tedavi yöntemidir. PRP tedavisi ve uygulama alanları hakkında detaylı bilgi için yazımızın geri kalanına göz atabilirsiniz.
PRP tedavisi ve kök hücre tedavisi hakkında sorularınız için bizi arayabilir, Doç. Dr. Uğur Mermerkaya gibi alanında uzman bir hekimden randevu alabilirsiniz.
PRP Tedavisi Nedir?
PRP tedavisi, kişinin kendi kanında bulunan iyileştirme hücrelerinin yoğunlaştırılması ve hasarlı dokulara enjekte edilmesi ile gerçekleşen modern bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi yöntemi ile birlikte; birçok hasarlı dokunun yenilenmesi, iyileşmesi mümkün hale gelir. PRP tedavisi son derece güvenilir ve doğal bir yöntemdir. Doku yenilenmesinde görevli olan platelet hücreleri, hastanın kendi kanında bulunur. Laboratuvarda yapılan tek şey, bu hücrelerin konstantre hal getirilmesidir. Konsantre hale getirilen bu iyileştirme hücreleri sayesinde cilt ve benzer dokular onarılabilir.
PRP Tedavisi Ne İçin Yapılır?
Ortopedi’de kullanılan PRP tedavisi, ameliyat sonrasında dokuların çabucak iyileşebilmesi, tendon gibi yapılarda meydana gelen zedelenmelerin ve eklemlerde meydana gelen kireçlenmenin tedavisinde kullanılır. PRP tedavisi sayesinde, bu dokularda meydana gelmiş olan hasarlar, normalden çok daha hızlı bir şekilde tedavi edilebilmektedir.
PRP Tedavisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
PRP tedavisi gerek Ortopedi ve Travmatoloji alanında gerekse de diğer tıp dallarında sık sık tercih edilen bir yöntemdir. Birçok hastalığın tedavisinde başarı ile kullanılan PRP ile tedavi edilebilen hastalıklar arasında şunlar da vardır:
- PRP İle Ameliyat Sonrası Doku Onarımı:
PRP, Artroskopi operasyonlarından sonra bağ dokuların onarımı için kullanılabilmektedir. Özellikle menisküs yırtılması ameliyatından sonra tercih edilmektedir.
- PRP İle Tendon Zedelenmesi/Yaralanması Tedavisi:
PRP tedavisi, tendon yaralanmalarında veya iltihaplanmalarında sık sık tercih edilen bir yöntemdir. Tendonlar hareket sistemimiz için çok önemli dokulardır. Bu dokularda meydana gelen yaralanmalar ve iltihaplanmalar PRP uygulaması ile tedavi edilebilir.
PRP tedavisinin diğer kullanım alanları hakkında bilgi almak için sitemizde yer alan iletişim bilgilerini kullanarak bizi arayabilirsiniz.
PRP Tedavisi Nasıl Yapılır?
PRP tedavisi, doktor tarafından hastaya özel olarak hazırlanan bir süreçtir. Bu süreçte hastanın hastadan belirli bir miktarda kan alınır. Bu kan satrifüj cihazı adı verilen cihaza yerleştirilir. Santifüj cihazı, hızla dönerek kanın içindeki ağır maddelerin tüpün içine çökmesine ve platelet isimli onarıcı hücrelerin belli bir alanda toplanmasına sebep olur. Sonrasında ise ayrışan onarıcı hücreler bir enjektör yardımıyla tüpten alınır. Bu hücreler daha önce doktor tarafından belirlenen hasarlı dokulara enjekte edilir. PRP tedavisinde kullanılan sıvıda, kana kıyasla 10 kata kadar daha fazla onarıcı platelet hücresi bulunabilmektedir. Bu yüzden enjekte edildikleri bölgeyi hızla iyileştirmeye başlarlar. PRP tedavisi seanslar halinde gerçekleşir ve genelde 40 dakika kadar sürer. Genelde 1 ila 2 seansta tamamlanan PRP tedavisi, bazı özel durumlarda 3 seansı da bulabilmektedir.
PRP Tedavisi Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?
PRP tedavisi, hastaya hiçbir şekilde zarar vermeden gerçekleşir. Bu yüzden hasta, PRP tedavisinden sonra günlük yaşantısına dönebilir. PRP tedavisinin iyileştirici etkisi ise genelde birkaç haftada kendini göstermektedir. Bu süre kişinin yaşına ve hedef dokudaki hasarın boyutuna göre değişebilmektedir.